Skip to main content
Yazar

Ekrem Özdemir

Basım Tarihi

Aralık 2024

ISBN

978-625-97707-1-0

Ekrem Özdemir’in kaleminden çıkan bu eser, Dostoyevski’nin edebi dünyasına bir yolculuk sunuyor. “Toprağına Yabancı Aydın,” sadece bir biyografi değil, Dostoyevski’nin yaşamı, eserleri ve düşünce dünyası üzerine derin bir çözümleme.

Dostoyevski’nin eserlerindeki çoksesliliği, insan ruhuna yönelik derin sorgulamaları ve Rus kimliğiyle olan çatışmasını ele alan kitap, okuru yazarı ve yarattığı dünyayı yeniden keşfetmeye davet ediyor.

Ekrem Özdemir, bu eserde sadece Dostoyevski’nin hayatına değil, onun eserlerinin ardındaki toplumsal, felsefi ve dini anlamlara da ışık tutuyor.

Her toplum, kendi toprağından beslenen, onun tarihine, kültürüne ve değerlerine tutunan aydınlara ihtiyaç duyar. Ancak bazen aydınlar, köklerinden uzaklaşarak kendilerini başka kültürlerin, ideolojilerin veya düşünce biçimlerinin içine sürükler. Bu süreçte ortaya çıkan “toprağına yabancı aydın” figürü, hem bireysel hem toplumsal çatışmaların bir yansımasıdır.

“Toprağına yabancı aydın,” kendi halkını küçümseyen, onun değerlerini yok sayan ve başka kültürlere hayranlık duyan bir prototiptir. Ancak bu hayranlık, çoğu zaman bir eleştiri bilinciyle değil, bir yabancılaşma dürtüsüyle şekillenir. Bu figür, kendi toprağının zenginliklerini görmezden gelirken, başka toprakların değerlerini sorgulamadan yüceltir. Sonuç? Ne içinde bulunduğu topluma ait hissedebilir ne de idealize ettiği dünyaya tam anlamıyla kabul görür.

Bu yabancılaşma, yalnızca bireyin değil, toplumun ruhunda da derin yaralar açar. Halk ve aydınlar arasındaki uçurum, bu figürün en büyük mirasıdır. Toplum, kendisini anlayan, onun diliyle konuşan ve geleceğini inşa etmek için köklerinden ilham alan aydınlara ihtiyaç duyar. Yabancılaşmış bir aydın, bu bağlamda, toplumun kimlik arayışında bir engel haline gelir.

Ancak her çatışma bir dönüşüm fırsatıdır. Bir aydın, bu yabancılaşmayı fark ettiğinde, köklerine dönme cesareti gösterdiğinde, hem kendisi hem de toplumu için yeni bir başlangıç yaratabilir. Bu, toprağın ruhunu anlamak, geçmişin hatalarını kabul etmek ve geleceği bu bilgelik ışığında şekillendirmekle mümkün olur.

Dostoyevski’nin eserlerinde sıkça rastladığımız gibi, “toprağına yabancı aydın” figürü bir eleştiri olduğu kadar bir uyarıdır. İnsan, kendi toprağıyla, tarihiyle ve halkıyla bağını koruduğu sürece güçlüdür. Aksi halde, kaybolan sadece bir bireyin kimliği değil, bir toplumun geleceğidir.

ZenitKitap

Zenit Kitap, edebiyat dünyasına güçlü bir adım atarak yayın hayatına başladı ve şimdi ikinci kitabıyla okuyucuların karşısında: “Toprağına Yabancı Aydın”. Ekrem Özdemir’in kaleminden çıkan bu eser, yalnızca bir Dostoyevski çözümlemesi değil, aynı zamanda toplumsal kimlik, aidiyet ve yabancılaşma üzerine düşündüren derin bir metin.

Ekrem Özdemir

Mehmet ve Fatma Özdemir’in oğlu olarak 1977’de İstanbul’da doğan yazar, aslen Trabzonludur. Bir kamu kuruluşunda metin yazarlığı yapmaktadır. “FENA Mevlana’da Özgürlük” isimli bilimsel bir çalışması, “Güzel Ayrılık” isimli bir romanı, 2020 TYB Şehir kitabı ödülü alan ‘Şehir ve Modern’ isimli bir de inceleme-araştırma eseri bulunmaktadır. Mağara Dergisi ve Notlar Dergisi’nde editörlük ve yazarlık yapmış olan yazar, babasının hatıralarını içeren “Haviz-Bir Trabzon Masalı” isimli eserin de editörlüğünü yapmıştır.

Arka Kapak

Toprağına yabancı olmak, bir aydının en büyük günahıdır. Köksüzlük, uşak ruhların hastalığıdır. Bir milletin aydını, başka bir milletin değerlerine, kimliğine bürünüp, kendi milletinden nefret edemez. Etmemelidir. Kendi milletinin değerlerine sırtını dönen kişiden aydın olmaz. 

Dostoyevski’nin karakterlerinde bağışlanamayan bir durum varsa o da toprağına yabancı olmaktır. Köklerinden kopmuş olmak, delirmeye, intihara sürükleyen, affedilemez bir özelliktir. Şeytanla pazarlık yapmak, ruhunu satmakla eşdeğerdir toprağına yabancılık. Toprağına, ülkesine, halkına, halkının inançlarına, geleneğine kötü gözle bakmak, bağışlanamaz bir suçtur. Hırsız, katil, şehvet düşkünü, zalim, hasta ruhlu, yarım akıllı, soylu, fakir, general, kapıcı ya da ev sahibesi, toprak sahibi ya da işçisi, baron ya da suikastçı, her şey olabilirsiniz; hepsinde Dostoyevski’nin merhameti sizde güzel bir yan bulup ortaya çıkarabilir. Ancak toprağınıza yabancı olamazsınız.