Bedeli Ödenmiş Tecrübeler, Mehmet Kürşat Çapar’ın birikimlerinden ilham alarak okurları derin ve anlamlı bir yolculuğa çıkarıyor.
Kitap yazarın kişisel yaşanmışlıklarını anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda susmanın, kendini ifade etmenin ve içsel sorgulamaların izini sürüyor. Çapar, topluma dair eleştirilerini, kendini gözden geçirme ve hatalarından öğrenme çabalarını cesurca ortaya koyuyor. Kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren bu denemeler, okuyucuyu kendi hayatına dair bir içsel sorgulamaya davet ediyor.
Bedeli Ödenmiş Tecrübeler sadece bir anı kitabı değil; bir insanın iş ve yönetim serüveni, hayatla yüzleşme çabası ve susmanın arkasında yatan derin anlamı keşfetme arayışı. Her satırında yazarın içsel çatışmalarını, kendi doğrularını sorgulamasını ve nihayetinde hayatın özüne dair paylaşımlarını bulacaksınız.
ZenitKitap
Ayrıca, bu eser ZenitKitap’ın ilk yayımı olarak da dikkat çekiyor. Yayınevinin yayın hayatına attığı bu ilk adım, düşünce dünyasında yeni bir soluk olma niteliği taşıyor. Yazarın elinden çıkan her cümle, okuyanı farklı bir pencereye davet ederken, bir yandan da “Ben bunu yaşadım, ya sen?” diyerek okuyucunun ruhuna dokunuyor.
Mehmet Kürşat Çapar
1975 yılında Osmaniye’de doğdu. İlk ve orta eğitimini Osmaniye’de tamamlayan yazar, İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Sonrasında Marmara Üniversitesinde Mühendislik Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi aldı. Bilişim, yazılım ve ulaşım sektörlerinde çalışan Çapar, kamu ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı. Bilişim, mühendislik, girişimcilik, ulaşım, sosyal yardım ve benzeri alanlarda faaliyet yürüten sivil toplum örgütlerinde sorumluluklar üstlenen Çapar, hâlen özel bir şirkette teknoloji grup başkanlığı yapmaktadır. Yazar evli ve üç çocuk babasıdır.
Arka Kapak
“Yaşanmışlıklar üzerinden bir şeyler öğrenmek, başkalarının tecrübelerini miras olarak almak; daha ileriye gitmek için çok ciddi fırsatlar sunar. Her şeyi yeniden deneyimlemek, binlerce yıllık insanlık gelişiminin hasılasını yok saymak mümkün değildir. Her doğan insan, bu birikimler üzerinde yükselmektedir. Tıpkı bu büyük miras gibi bireysel yaşanmışlıkların da bazı hedeflere daha hızlı erişmeyi sağladığı gerçeği de ihmal ve inkâr edilemez. Tek bir kişinin deneyimleri, okyanusta damla misali bile olsa o damlaya ihtiyaç duyan birileri elbette vardır. Zaten okyanus dediğiniz şey birçok damlanın bir araya gelmiş hâli değil midir? Kimlerin işine yarar bilmiyorum ama ben en azından bana düşeni yapmış olmayı önemsiyorum. Bir meyve ağacı ekmek gibi bir çaba benimkisi. Belki attığım çekirdek çürüyecek ve hiç yeşermeyecek. Belki daha tazecikken bir keçi onu yiyip bitirecek. Belki de ağaç olup meyve verecek. O meyveleri kimler yer? Ya nasip…”